Bütün gün oradan oraya koşturmuşum, keyfime ayırdığım zaman bile külfet gibi, her gün gidip geldiğim iki otobüslük yol bugün bana Bağdat gibi, öyle yorgun öyle bıkkın... Otobüste yanıma bir amca oturdu, otursun, hep oturuyorlar. Edebiyle adabıyla otursun, kalksın. Kolu koluma çarptı -yanlışlıkla oldu herhalde- eli de bacağıma çarptı ama-yanlışlıkla olmuştur- bacağıma baktığını da fark edince bir hışımla kalktım. Aptallık bu, düpedüz aptallık. Saygımın, iyi niyetimin, saflığımın dışında kalan kirli dünyanın haber verdiği bir aptallık. Ben bu aptallıklarla yaşayamam.
Karşımda duran gençler sürekli bakışıyor, kaş göz işaretiyle bir şeyler anlatıyor. Biri kenara çekiliyor, arkasındaki bana bakıyor. Sonra diğeri dönüyor. Bir hareketlilik, saçma bir heyecanla "Baktı, baktı!" diyorlar. "Salaklığınıza bakıyorum!" diye bağırasım geliyor. Ağzıma küfürler doluyor. Vazgeçiyorum. Ben bu kirli dünyanın insanı değilim.
Yanımdan biri hızla geçiyor, giyinişinden kadın sanıp ses etmiyorum. Az sonra yüzünü dönünce öyle olmadığını anlayıp yönümü değiştiriyorum. Dikkat çekme çabası içinde olup farklı görünmeye çalışan bu mahlukâtları bir türlü anlamıyorum. Fıtratından uzaklaşmakla neye kafa tutuyorlar ya da kime? Kendini mükemmel yetiştirmek dururken neden rezil olmayı tercih ediyorlar? Ben bu rezilliklerle yaşayamam.
Alışverişte karşıma çıkan güzel genç kızlar ve kendime kıyafet ararken onlar için üretilmiş olanlar. Tesettür etekleri bile 'Biz senin gibi kendini gizleyenlerden nefret ediyoruz!' der gibi. Kiminin astarı yok kiminin kumaşından bir karış çalmışlar. Boyu boyuma, iç göstermez etekleri de ya daracık ya da yırtmaçlı yapmışlar. Güzellik herkese sergilenmesi gereken bir şey mi ki? Güzel bir tabloyu herkes inceler ama çok az kişi anlar. Bizi dışardan herkes görür ama sadece en yakınımız anlar. O zaman neden en yakınımız hariç herkese kendimizi kanıtlama çabamız var ki? Ben bu boş çabalarla yaşayamam.
Arkadaşlarımla geçirdiğim keyifli bir günün ardından eve doğru gidiyorum. En sevdiğim elbiselerimden birini giymişim, kombinimden gayet memnunum. Mutlu olduğum her hâlimden belli. Otobüsten inip giriyorum mahalleye. Şimdi gülücük saçıyorum ama birazdan keyfim kaçacak. Soldaki manavın önüne sandalye atıp oturmuşlar, sağdan gidiyim. İlerde sağdaki inşaattan çıkanlar var, sola geçiyim. Şimdi de ara sokaktan çıkan birkaç serseri... Tekrar sağa geçiyim... Ama öyle hemen geçmek olmaz. Önce karşıdan gelen; 40 yaşlarında, esmer, göbekli, atleti dışarda, donu düşük, eli arkasında, kafası yukarda, gözü kadınların kızların bilmem neresinde, haysiyet yoksunu, yersiz yurtsuz, karaktersiz sapığı geçmek gerekiyor. Gerile gerile geliyor karşıdan. Sana baktığım için kızarsan çirkef olursun, der gibi. Sen bana bir bak hele seni daha ne kadar takip edeceğim, der gibi... Ben sana bakarım sen hiçbir şey yapamazsın, der gibi. Ben ya da benim gibisi seni bir köşede sıkıştırsa sen en fazla ne yapabilirsin ki? Sen bağırıp millet gelene kadar işimi halletsem en fazla kaç yıl yatarım ki? Seni ortadan kaldırsam kaç günde bulurlar acaba? Dua et akşam gelmedin, hava daha aydınlık, sokak kalabalık, der gibi... Bugün de kurtuldun bir namussuzun elinden gözün aydın, der gibi... En sonunda geçiyorum onu da. Solda kalan bakkaldan alacağımı unutup hızla eve çıkıyorum. Ben bu sapıkların arasında daha fazla duramam. Evim diyorum iyi ki var. İyi ki dışardaki dünyadan beni soyutlayan bu duvarlar var. Ev kuşu Rabia'nın rahat edebildiği tek yer...
Bir de iyi ki kapanmışım diyorum. Yoksa bu halimle beni çileden çıkaran insanlar o zaman nasıl aşardı sınırlarımı? Bu yazımı okuyan had bilmezler bile şimdi durup derdi ki 'Sen de açmasaydın(!)'. Sanki ilk tesettür ayeti erkeklerin gözüne inmemiş gibi. Tesettürümle dâhi sokakta yürümeye çekinir olmuşum. Ne erkeklerin ne de kızların hâline bakamaz olmuşum. Benden size son bir söz;
ALLAH'A YEMİN EDİYORUM Kİ ÇIPLAKLIĞI MODERNLİK, AHLAKSIZLIĞI ÖZGÜRLÜK, BENİM GİBİ MASUMLARI KORUYAN İSLÂM DİNİNİ DE BAĞNAZLIK SANAN BU DEVRE ALIŞMADIM, ALIŞMAYACAĞIM!
İsteyen kültürsüz desin, isteyen cahil. Hatta isteyen deli de desin. Allah'dan başka kimseyi razı etme arzum yok. Kimseye minnet etmeden sadece Allah'a sığındım. Her zaman da öyle yapacağım.
Rabb'im inşallah hiçbir zaman beni utandırmasın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kendimi geliştirmeme yardımcı olacaktır. :)